Kudüs Haritaları

Haritanın ne işi yaradığını ilköğrenimde birkaç yıl geçirmiş çocuklar bile anlatabilir. Dünyanın bir köşesi hakkında genel kültür sahibi olmak için bakılabilir fiziki, siyasi ya da coğrafi bir haritaya. Baktıkça tefekkür edilir dağların büyüklüğü, suların bereketine

İlk defa gidilen bir şehirde yol gösterir, rehberlik eder.

Amaç; meydanı, köprüyü, müzeyi bulmak, görmek, seyir zevkini tatmin ise “turizm ofisine “uğrar temin edersiniz bir tane

Başka amaçları da vardır haritaların

Bilirsiniz; ecdat yadigârı eserler hatta bazen sadece mezar taşları bulundukları yerin tapusu hükmünde olduğu gibi mekânların isimleri de ait oldukları medeniyetin kesin ispatıdır.

Bu haritanın varlık sebebi, haritayı farklı kılan özellik te bu iddiasıdır.

En kısası üç bin yıllık tarihi olan şehre, üç gün önce gelen işgalci her sokağın, caddenin meydanın adını değiştiriyor. İddiasını kabul ettirmek için nitelikli basılmış haritaları, sanal – gerçek her yerde sergiliyor. Bilmeyen inanıyor Ömer (ra), Sultan Selahaddin, İmam Gazali gibi büyüklerin bereketiyle bugünleri bulmuş eserlerin adının bir çapulcuya ait olduğuna. Daha kötüsü birkaç nesil sonra bizim insanımızın da ağzına, aklına yerleşiyor bu uydurma isimler.

Haritamız, bu sebeple çok kıymetli

Bizim mekânımızı, bize ait isimlerle tarif ediyor, onlarca asırdır kullanılan isimlerle yani

İsmimize sahip çıkalım, sokağımıza sahip çıkalım, şehrimize sahip çıkalım